Aşk ve isyanla bezeli bir Osmanlı romanı: Kahramanlar ve Sefiller

Asil Ünsal’ın kaleme aldığı ve Destek Yayınları tarafından yayımlanan Kahramanlar ve Sefiller, Osmanlı’nın son dönemini siyasi, ekonomik, toplumsal yönleriyle ele alan ve gerçek olaylara dayanan bir roman.


Dönem romanları kaleme almak, türlü farklı zorlukları olan bir eylem. Ele alınacak hikâye haricinde, dönemin ruhunu yansıtabilmek için derin bir sosyoekonomik ve sosyokültürel araştırma yapmayı elzem koşar. Hele ki Cumhuriyet öncesi yani Osmanlı dönemini konu alınacak bir eser yapmaya çalışmak gerçekten zordur. Dönemin alışkanlıklarını, giyimini kuşamını, devletin işleyişini, gerekli görüldüğü hallerde gündelik hayatın kıstaslarını didik didik incelemek ve elekten geçirmek gerekir. Anlatılan hikâye gerçek olsa da bu sahicilik sizi kurtaramayabilir; işin özünde roman yapmak katmanlardan oluşan bir yapıya sahip olmayı gerektirir. Kurgusundan olay örgüsüne, karakter gelişiminden zaman algısına bir denge şarttır. Dönem romanlarında bu durum ince bir ip üzerinde yürümeye benzer. Denge şaşarsa toparlamak zor olabilir.

Kahramanlar ve Sefiller, Destek Yayınları’ndan yakın zamanda yayımlanan ve Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde, II. Abdülhamid’in padişahlığı esnasında ortaya konulan muasırlaşma ve askeri atılımların işlendiği bir roman. II. Abdülhamid’in Anadolu’da baş gösteren isyanlara karşı koyma maksadıyla kurduğu Hamidiye Alayları ve bu alayların bastırdığı Sason İsyanı’nı romanın merkezinde görüyoruz.

Saray entrikaları

Romanın kahramanı olan Cemal, ıslahatlar neticesinde kurulan askeri akademiden mezun olan ve Alman subayların yetiştirdiği ilk mektepli subaylardandır. İstikbali parlak olarak görülen bu subaylar, memleketin içinde bulunduğu ve baş göstermesi istihbaratlarla öngörülen isyanlara karşı Hamidiye Alayları’nın kurulmasında aktif rol oynayacaklardır. Cemal de bu subaylardan biridir. Yeni mezun subayımız bu görevlendirmeler öncesinde evlenir, mutlu başlayan evliliği büyük bir buhranla sona erer. Eşi Müşerref yakalandığı ve vücuduna yayılan kanser neticesinde vefat eder. Bu buhranla baş etmekte zorlanan Cemal, kendi isteğiyle Anadolu’ya görevlendirilir.

Sason’da kendi kara talihini unutur ancak ülkesinin kara bahtıyla yüzleşir. Misyonerlik ve lobi çalışmalarıyla örgütlenen ve ayaklanma hazırlığında olan azınlıklara karşı alayını organize etmek ve vuku bulduğunda isyanı olabildiğince hızlı bir şekilde bastırmak için yöre halkını ve alayı hazır eder. Neticede yaptığı hazırlıklar öyle başarılı olur ki, isyan öngördüğü gibi bastırılır. Ve fakat bu isyan esnasında Cemal bir şarapnelle ağır yaralanır. İsyanın bastırılması esnasında gösterdiği üstün hizmet ve padişahın icraatlarının başarıya ulaştırmadaki üstün gayreti sarayda yankılanır ve nekahet süresi sonrasında sarayda vazifelendirilir.

Göreve başladığı sarayda da göze giren ve artık yüzbaşı olan Cemal, sarayın bekar hanımefendilerinin ilgisine mazhar olur. Bu ilgi öyle arşa çıkar ki, saray entrikalarının baş göstermesinden haberdar olan padişah tarafından, sarayda yetişmiş olan ve başmabeyincinin himayesindeki genç, güzel ve Cemal’e sevdalı Hatice Hanım’la evlendirilir. Bu mutlu bir nihayettir çünkü Cemal de Hatice’yi sevmektedir.

Çetrefilli süreçler okuru yormuyor

Roman genelinde Osmanlı’nın hakimiyetindeki topraklarda baş gösteren isyanların metinde işlenmesi, başlangıcından gelişimi ve bastırılışına değin çok detaylıca anlatılması, konuların yazarımız tarafından çokça araştırılıp incelendiğini gösteriyor. Ayrıca bu çetrefilli süreçlerin ilerleyişi okuru yormayacak bir şekilde kurulmuş. Konu itibariyle tarihi açıdan ele alınacak pek çok resmi kayıt ve araştırma mevcut. Bu dönemde yapılan siyasi ve askeri hamlelerin dökümü bizlere çoğu şeyi anlatır. Ancak saf tarihi bilgi, bize hikâyenin tamamını anlatmaz. Tüm tarihsel gerçeklerin yanına yerleştirilen karakterler, ahalinin gündelik yaşamı ve karşılaştıkları zorluklar da dengeli halde. Tarih kitapları insanların neler yaşadığını göstermez. Onlar sebep ve sonuçlarla ilgilenir. Yaşananları anlamak ve algılamaksa, yani boşlukları doldurmaksa şahitlikler üzerinden dönemin ahalisinin kaleme aldığı ve günümüze ulaşan anekdotlarla mümkün olabilir. Metnin bunda da başarılı olduğunu söylemek mümkün.

Tüm bu olumlu yanlarının yanına şu aksayan yanı da eklemek gerekiyor: Anlatılan dönem gereği metnin dilinin de buna uygun kurulması gerektiğini, bunun elzem olduğunu düşünüyorum. Anakronizm olarak işaretleyebileceğimiz ve bu tür metinlerde rastlanabilen çağı ona özgü olmayan özelliklerle betimleme hatası maalesef romanda rastladığımız bir durum ve metnin zayıf yönü. Atraksiyon, portatif masa, mantalite, Anarşik gibi tabirler dönemin dağarcığında olmayan ancak kitapta rastladığımız kullanımlar…

Her ne kadar aksayan tarafları olsa da Kahramanlar ve Sefiller, anlatmak istediğini anlatan ve dönemin icraatlarını, siyasi hayatı, dış devletlerin baskılarını, azınlık isyanlarını, dönemin ruhuna yakışan bir aşk hikâyesiyle anlatmayı başaran bir ilk roman. Asil Ünsal, Kahramanlar ve Sefiller’le, bir Osmanlı romanıyla okuruyla buluşuyor. Okurunun bol olması dileğiyle.


Like it? Share with your friends!

0 Comments

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Choose A Format
Personality quiz
Series of questions that intends to reveal something about the personality
Trivia quiz
Series of questions with right and wrong answers that intends to check knowledge
Poll
Voting to make decisions or determine opinions
Story
Formatted Text with Embeds and Visuals
List
The Classic Internet Listicles
Meme
Upload your own images to make custom memes
Video
Youtube and Vimeo Embeds
Audio
Soundcloud or Mixcloud Embeds
Image
Photo or GIF
Gif
GIF format