Dünya çapında her yıl 16 Ekim’de Dünya Omurga Günü etkinlikleri düzenleniyor. Omurgaya iyi bakmak, hasarları sonlandırmak ve şikayetlerin önüne geçmek amacıyla her kıtada Ekim ayı boyunca çok sayıda bilinçlendirme kampanyası ve eğitimler düzenleniyor. İnsan sağlığının en önemli konularından olan omurganın yarattığı ağrılara ve hasarlara dikkat çekilen bu günde sağlık profesyonellerinin, egzersiz ve rehabilitasyon uzmanlarının, halk sağlığı savunucularının sıklıkla vurguladığı bir konu var: Aktif kalın !
Omurga sağlığı için fiziksel aktivitenin, doğru duruş pozisyonlarının, bilinçli ağırlık kaldırmanın, doğru biçimde uyumanın ve çalışma koşullarının önemini de vurgulayan uzmanlar, geçen her yılda global çapta omurga şikayetlerinin arttığına da dikkat çekiyor.
Dünya Omurga Günü vesilesiyle biz de Kültür Postası okuyucularımız için omurgaya dair merak ettiklerimizi Operatör Dr. Evren Fehmi Atay’a sorduk.
Evren Fehmi Bey, öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz? Operatör Dr. Evren Fehmi Atay kimdir?
23 Ekim 1972 Konya doğumluyum. İlkokul ve lise eğitimimi Konya’da tamamladım. Sonrasında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okudum. Çapa Tıp Fakültesi’nden 1997’de mezun olduktan sonra Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ortopedi ve travmatoloji ihtisasımı tamamladım. Ardından birtakım özel hastanelerde görev aldım. Arel Üniversitesinde yardımcı doçent olarak dersler verdim. Türkiye’de pek çok hastanenin Ortopedi direktörlüğünü yaptım. Kosova’da OrtaMedika Kemik Eklem Hastanesi’nin kurucu baş hekimliğini yaptım ve burada hala çalışmalarıma devam etmekteyim. İstanbul’da kendime ait muayenehamde hastalarıma hizmet veriyorum. Evli ve bir kız çocuğu babasıyım. Resim, heykel, ahşap oymacılığı, müzik hobilerim arasında.
Öncelikle fikri olmayan okuyucularımız için omurga sağlığının insan bedeni üzerindeki öneminden bahsedebilir misiniz?
Omurga, insan vücudunu dik ve ayakta tutan, gövdemiz ve ayaklarımız arasında bağlantıyı kuran kemik yapıdır. İnsanoğlunun diğer pek çok canlı türüne göre farkı iki ayak üzerinde dik vaziyette durabilmesidir. Bunu gerçekleştiren mekanizma da omurgadır. Omurganın iskelet yapısını tutmasının yanında çok önemli bir görevi daha vardır. Beynin uzantısı olan ve omurilik adı verilen sinirlerin muhafazısını sağlar. Bu sinirleri doksan milivoltluk aksiyon potansiyeline sahip elektrik kablolarına benzetebiliriz. Sinirler, elimizi, ayağımızı bir yere temas ettirdiğimizde bir aksiyon potansiyeli oluşturarak aynen bir elektrik kablosu gibi o hissi beyne iletirler. Beyin de bu hissi yorumlayıp sıcak, soğuk, ıslak, kuru, sert, keskin, yumuşak gibi bir yargı oluşturur ve yine sinirler üzerinden ilgili kasa “bunu tut, bundan uzaklaş” gibi emirler gönderir. Nasıl ki elektrik kablolarını koruyan bir kablo kanalı varsa sinirleri koruyan yapıya da omurga diyebiliriz. Omurga hem hareket sağlayan hem ağırlık taşıyan hem de içinden geçen sinirleri koruyan çok önemli bir yapı özetle.
Omurganın kaynaklı en sık rastlanan hastalıklar neler?
Omurgaların arasında bizim öne, arkaya, sağa, sola esnememizi ve hareketimizi sağlayan diskler vardır. Koyu krema kıvamında olan ve bizim hareketimizi sağlayan bu diskler bir zar yapı ile korunur. Bu zarların zarar görmesi durumunda krema kıvamındaki bu disk yapılar omurga üzerindeki sinirlerin üzerine baskı yapmasına neden olur. Buna halk arasında bel fıtığı deriz ve en sık rastlanan omurga hastalığı olarak tanımlayabiliriz. Boyundan kuyruk sokumuna kadar her bölgede bu fıtıklaşma olabiliyor. Bölgeye göre de boyun ya da bel fıtığı olarak adlandırılıyor.
Omurga sağlığı için nelere dikkat etmek önem taşıyor?
Omurga sağlığı korumak için yaşam tarzımızı o yönde geliştirmeliyiz. Biz toplum olarak tezcanlıyız ve pek bedenimizin kıymetini bilmiyoruz. Yere düşen bir şeyi alırken, ağır bir şey kaldırırken kontrollü hareket etmiyoruz. Ani eğilip kalkmalarda, birden ağır yük kaldırmalarda bahsettiğim disk yapısını koruyan zırhı delebiliyoruz ve fıtıklaşma yaşayabiliyoruz. En sık yaşanan problemin bu olduğunu düşünürsek bir cisimi kaldırırken ve eğilirken daha kontrollü hareket edebiliriz. Bunun yanı sıra ayakta bir asker mantığıyla sabit durmak da omurga sağlığı için zararlı. Örneğin; sırada beklerken sabit durmak gerekiyorsa ayağımızın altına bir taş koyabilir ya da bir ayağımızı kaldırıma koyabiliriz. Bu pozisyonu da birkaç dakika aralıklarla iki ayak arasında değiştirmeliyiz.
Ağaç yaşken eğilir sözünü biliyorsunuz. İnsanların gelişim dönemi de bu açıdan önemli. Çocukların gelişim dönemlerinde uzun süre sabit bir pozisyonda kalmamaları gerekiyor. Bu nedenle çocuklarımız için tablet ve bilgisayar kullanımını azaltmalıyız. İnsanlar hiçbir koşulda hareketsiz kalmamalı. Bununla birlikte çocuklar çok ağır çantalarla okula gidip geldiklerinde de omurga sağlıklarına zarar verebiliyorlar. Çocukların taşıdıkları çantalara da dikkat etmemiz gerekiyor.
Bitmek bilmeyen bir hızla ilerleyen sağlık teknolojileri omurga hastalıklarına ne gibi çözümler sunuyor?
Son yirmi yılda teknolojideki gelişmeler tabii ki sağlık sektörünü de etkiliyor. Teknolojideki her gelişmeyi anında deneyip kullanabiliyoruz fakat teknoloji sayesinde tıpta geliştirilen yöntemleri anında kullanamıyoruz. Öncelikle bu yöntemin insanlara nasıl fayda sağlayacağını ya da ne gibi zararlara yol açacağını araştırmak gerekiyor. Yani teknolojideki gelişimler evimize hızla yansırken tıp sektörüne aynı hızda yansıyamıyor.
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte omurga sağlığında mikro cerrahi yöntemlere doğru bir kayış gözleniyor. Ortopedideki robot kullanımı da artmaya başlıyor. Yine bütün işi sağlık çalışanları yapıyor ancak robot teknolojisi sağlık çalışanlarının işlerini kolaylaştırmaya yardımcı oluyor.
Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin tıbbın ana konusu her zaman doğru teşhis oluyor. Mesela, MR teknolojisiyle hastalara daha doğru teşhisler koyabiliyoruz. Bu sayede tedavi süreçleri de daha hızlı bir şekilde tamamlanıyor. Bununla birlikte doğru tedaviyi planlamak ve bu tedaviyi hayata geçirmek gerekiyor. Ancak bu üç adım bir araya geldiğinde hastayı mutlu edebiliyoruz.
Son olarak, omurga sağlığı için sizce en doğru uyku pozisyonu nedir?
Omurga sağlığı için yüz üstü yatmayı pek tavsiye etmiyoruz. Keza sırt üstü yatmak da omurga sağlığı için çok iyi bir pozisyon değil. Ancak nefes darlığı gibi sorunlarla sırt üst yatmak gerekiyorsa dizlerin altına yastık koyulmalı ve sırt adelelerinin daha gevşek bir pozisyona geçmesi sağlanmalı. Omurga sağlığı için en doğru pozisyonun yan yatmak olduğunu söyleyebiliriz. Tıpkı anne karnındaki bir bebek gibi dizleri karna çekip başı da hafifçe öne eğerek yan yatabilirsiniz.
Röportaj: Pelin Ateş
1 Comments