Kadınlar Günü, mağazalardaki indirimden ve kutlamak yapmak için rezervasyon yaptırılan restorandan çok daha derin anlamı olan bir gün. Tarihini ve önemini merak ediyorsanız, bir Wikipedia uzaklıkta…
Çoğu özgürlüğümüzün kısıtlandığı bu günlerde size daha önemli bir sorundan bahsedeceğim. O kadar hastalıklı ve ölümcül bir sorun ki bu, yılda binlerce insanın öldürüldüğü ve milyonlarca insanın şiddete maruz kaldığı bir sorun.
Eşitlik! Kadın erkek eşitliği değil ama bu, insan eşitliği.
Nasıl güleceğimiz, eğleneceğimiz, seveceğimiz, sevişeceğimiz, özgürce nasıl yaşayacağımıza kimse karışamaz. “Bende şans olsa anamın karnından erkek doğardım“, “Sen önce bir bayanla konuşmayı öğren“, “O saatte ne işi varmış“, “Kadın değil kız” gibi bağnaz, eril ve kirli bir dil kullanmak yerine şu soruyu kendilerine sormaları gerekiyor: “Beni ilgilendiriyor mu?” Ve en önemlisi hemcinsinden maruz kalınan dedikodu ve bu sapık düşünceyi destekleyen eylemler.
Sen bir kadınsın gurur duy, istediğini yap, kimseye hesap verme… Sırf bir insanın genini taşıyorsun diye onun istediği gibi yaşama. Sen, sen olduğun için önemlisin, eşsizsin ve en mühimi bir bireysin. Annen, baban, abin, kardeşin, eşin, sevgilin, akrabaların veyâhut komşuların sana karışamaz ve hayatın hakkında hüküm veremez. Kimsenin boyunduruğu altında kalmadan, insan olarak, insan kalarak yaşamaya herkes gibi senin de hakkın var. Bizim, hepimizin…
Kadınlar Günü ve “kadın cinayetleri politiktir“
İnsan eşitliğinin sağlandığı, sağlıklı ve pozitif ayrımcılık olmayan bir toplumda yaşamak herkesin hakkı. En önemlisi bunu unutma ve hakkını ara. Kimse sana hakkını altın tepsiyle sunmaz. İste, öğren, öğret ve susma! Gerekirse otobüste ayakta git, önden geçme, korkmadan istediğini yap, problemlerin üstesinden gel, yardım bekleme, güçlü ol. En önemlisiyse kendine yapılmasını istemediğin hiçbir şeyi başkasına yapma, empati kur.
“İlk önce bayanlar“sa, ilk sen öğren ve öğret! Kadınlar Günü ve kadın cinayetleri politiktir. Bunların bilincinde olmak maalesef yetmiyor. Bu yüzden susma! İyi hâl kaldırılmadıkça maalesef vahşetler devam edecek. İzin verme! Haklarının elinden alınmasına, birinin himayesi altına zorla girmene izin verme! Şiddetin fiziksel boyutu kadar, psikolojik boyutu da var. İzin verme! Hayatına, yaşayış tarzına, gündelik tavrına karışılmasına izin verme! Kendinden ödün verme! Sen kadınsın, biz kadınız, gurur duy. Oku, öğren, gez, sev, seviş, bir canlıya hayat ver fakat hayatının elinden alınmasına lütfen izin verme…
Normalde toplumsal konularda internet üzerinden yapılan paylaşımların çoğunu samimi bulmam, internetten yazı yazarak veya paylaşım yaparak düzeleceğine de inanmam. Fakat durum başka, durum hassas ve derin. Farkına varmak ve sessiz kalmama zamanı, zaman! Önce insan eşitliği! Daha iyi günler geldiğinde kadınlar gününü de kutlarız…
Özlem Kılıç
İlginizi çekebilir:
1 Comments