Aile, çocuk ve ilişki danışmanı Çağatay Çakır, “Değer mi?” kitabında, insanın “değerinin”, varoluşuyla birlikte başladığını, ancak günümüzde “ben”in, etken unsur olmaktan çıkarak başkalarının hayatına göre şekillendiğini savunurken, “değerin” insanın kendini tanımasıyla ilgili olduğunu ve en önemlisi de, “insanın hayatına kabul ettikleri kadar, etmedikleriyle de şekillendiğini” söylüyor.
Çağatay Çakır 1977 yılında Kayseri’de doğmuş. Kayseri Sami Yangın Anadolu Lisesi ve TED Kayseri Koleji’nde orta ve lise öğrenimini tamamladıktan sonra Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde lisans eğitimi almış. Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eğitim Programları ve Öğretim anabilim dalında yüksek lisans yapmış. New York Columbia Üniversitesi’nden “Family and relationship cansulltancy” (Aile ve İlişki Danışmanlığı), İstanbul Üniversitesi’nden “İlişki Yönetimi”, “Davranışçı Ekol”, “Çocuk Gelişimi” eğitimlerini aldıktan sonra da İstanbul Aydın Üniversitesi’nde “Aile Danışmanlığı” programını bitirmiş.
Halen aile, çocuk ve ilişki danışmanı olarak çalışan Çağatay Çakır, Destek Yayınları’ndan çıkan “Değer mi?” kitabında insanın “değerinin”, varoluşuyla birlikte başladığını, ancak günümüzde “ben”in, etken unsur olmaktan çıkarak başkalarının hayatına göre şekillendiğini savunuyor. Çakır bu savını da, “değerin” insanın kendini tanımasıyla ilgili olduğunu ve belki de en önemlisi de, “insanın hayatına kabul ettikleri kadar, etmedikleriyle de şekillendiğine” dayandırıyor.
İki bölüme ayrılan “Değer mi?” de, Çağatay Çakır, kitabın bütününe tesir eden şu soruyla konuya giriş yapıyor: “Bizi değerli kılan nedir?” Ve şöyle cevaplıyor: “Değer, insanın benzeşleri arasında var olabilmek için ihtiyaç duyduğu en temel kavramdır. İnsanlar bilerek ya da bilmeden bu değere ulaşabilmek için çeşitli araçlara ihtiyaç duyarlar. Bu araçlar, ilk bakışta amaç olarak algılansa da temelde onları değerli hissettirmeye ulaştıracak vasıtalardan başkası değildirler. İnsanların değer ölçüleri, bu araçları kullanabilme becerisi ve düzeyine göre değişkenlik gösterir. Bu araçlar sayesinde sahip olunan ya da sahip olunduğu düşünülen değerler, süregelen yaşam içerisinde sürekli tutarlı ve istikrarlı bir düzeyi koruyamazlar. Kişinin değer algısının bu değişken ve dinamik süreçleri, bizleri her zaman değer elde etmek için kullandığımız araçları güncellemek ya da yerine yenilerini bulmak için devamlı dürter. Bu inişli çıkışlı grafik aslında yaşam döngümüzün ta kendisidir.”
Buradan yola çıkarak değer araçlarının neler olduğun değinen yazar, bireyin kendini değerli hissettiğini düşündüğünü araçlara ve adını İngiltere ile Fransa’nın ortak yapımı olan, sesten hızlı uçan yolcu uçağı olarak bilinen, ancak uçak faydadan çok zarar getirince iptal olan projeden alan “Concorde Yanılgısı”nı, insanın kendini değerli ya da başarılı hissetme yolunda attığı adımların boşa çıkmasıyla özdeşleştiriyor. İkinci bölümde ise, “İçinizdeki Evreni Keşfedin!” çağrısında bulunuyor Çağatay Çakır. Bu keşif yolculuğunda önemli olan unsurları da değer ölçüsü, değerin neden önemli olduğu, özdeğer hiyerarşisi ve insanın hangi yollarla kendini daha iyi ifade edebileceğini sıralayarak bireye bir yol haritası çıkarıyor.
“Değer mi?”, yaşamın sonsuz devinimi içinde kendine ve hayatına bir anlam arayan insanın, bunu varoluşuyla birlikte keşfederek, dış etkenlere tamamen sırtını dönmeden, onların da farkında olarak yol almayı, “yeterlilik” konusunda kendimize bir ket vurarak sınırlamamayı ve nihayetinde de insanın kendini keşfini ve dolayısıyla da “değerinin” kıymetini bilmenin önce onu öğrenmekten geçtiğinin altını kalın çizgilerle çiziyor.
Çağdaş Özer
0 Comments