Guy Finley, “Vazgeçebilmek”, “Korkusuzca Yaşayabilmek”, “Özgürleşebilmek”, “Kutsal Olanı Arayabilmek”, “Sevebilmek” başlıklarının da dahil olduğu birçok kitabıyla dünya genelinde milyonlarca okura ulaşmış bir yazar ve spiritüel danışman. Kitapları ülkemizde de fazlasıyla rağbet gören yazar, Destek Yayınları etiketiyle raflardaki yerini alan yeni kitabı “Vazgeçebilmenin Işığında 365 Gün” ile bir kez daha önemli kişisel ve sosyal meselelerin kalbine inerek okurlarına daha nitelikli bir yaşamın yolunu gösteriyor. Kâr amacı gütmeyen Life of Learning Vakfı’nın kurucusu olarak da tanınan ve çağdaş bir sufi olarak görülen Finley, kurucusu olduğu vakıfta gerçekleştirdiği atölyelerin yanı sıra onlarca dile çevrilen ve sayısı kırk beşi bulan kitaplarıyla da insanların ruhsal gelişimine katkıda bulunuyor. “Vazgeçebilmenin Işığında 365 Gün” de onun yıllara yayılan bu derin bilgelik ve deneyimlerinin bir yansıması.
Guy Finley’nin okurlarını kendilerini tanımak ve hayatlarını dönüştürmek üzere bir yıllık bir yolculuğa çıkardığı bu kitap, her gün için özel olarak hazırlanmış meditasyonlar ve içgörülerle dolu. Her biri yılın mevsimlerine ayrılmış dört bölüm, Kış, İlkbahar, Yaz ve Sonbahar’ın görünmez ruhunu oluşturan muazzam güçleri keşfetmeye olanak sağlarken bu güçleri kendi hayatınızda uygulamanın da yolunu gösteriyor, böylece hayatın farklı yönlerini keşfetmek ve kişisel olarak tamamlanmak, ilerlemek, yepyeni bir seviyeye çıkmak için fırsatlar sunuyor.
Her mevsimin başında o mevsimin hayatın döngüsünde üstlendiği rolü ve bunun kişisel yaşamlarımızdaki muhtemel yansımasını aktaran yazar, okurun doğayla bütünleşme yolundaki rehberliğini üstleniyor. Sonrasında da bırakmıyor okurunun elini. Her gün adım adım onunla birlikte yürüyor. Doğanın yenilenmesini sağlayan şeyin “vazgeçmek” olduğunu vurgulayan Finley, sonbaharda yapraklarını döken ağaçların onlardan vazgeçmekle hiçbir şey kaybetmediğini, aksine ilkbaharla birlikte gelecek yenilenme sürecine yer açtığını çarpıcı örneklerle aktarıyor.
“Ellerimizin tek işlevi bir şeyi kavramak ve ona sımsıkı tutunmak olsaydı bize, hatta şekillendirilmesine yardımcı olmak üzere yaratıldıkları bu dünyaya ne faydaları olurdu? Ellerimizin gücü sadece bir şeylere ‘tutunmaya’ yetseydi zamanla her şey tatsız ve donuk bir hale gelmez miydi bizim için? Yeni bir şeylere dokunamasaydık hayat nasıl olurdu, bir düşünsenize? Sözün özü şu ki, ellerimiz yeni olana dokunabilmenin ve onun kıymetini bilmenin yanı sıra gerektiğinde açılıp bize artık yararı olmayan şeyleri bırakmak için de yaratılmıştır.”
Kış mevsiminin içsel sessizliğin ve yansımanın zamanı olduğunu belirten Guy Finley, bu mevsimin, geçmişin yüklerinden kurtulmak ve geleceğe daha hafif bir kalple adım atmak için mükemmel bir fırsat yarattığını vurguluyor. Kış aylarını oluşturan sayfalarda da okuruna o mevsimin güçlerini hayatlarında uygulamanın yolunu gösteren günlük bilgelikler sunuyor. 11 Ocak gününün bilgeliği gibi: “Gölgeniz nasıl ki uzanıp sizi aşağı çekme gücünden yoksunsa, geçmişin de içinde bulunduğumuz anı karartacak gücü yoktur.”
Yenilenme ve büyümenin mevsimi olarak görülen ilkbaharı ele aldığı bölümde Finley, doğanın uyanışının, insanların da kendi potansiyellerini keşfetmeleri için bir metafor olarak kullanılabileceğini belirtiyor. Sonrasındaysa okurlara hayatlarında yeni başlangıçlar yapma ve kendilerini daha iyi bir geleceğe taşıma cesareti veren sözlerle motivasyon veriyor. İlkbaharın gücünün bize kabuğumuzdan çıkmak ve kalıplarımızı kırmak için ihtiyaç duyduğumuz o hayat enerjisini bahşettiğini anlatıyor.
Her adımında yol gösteriyor
Finley bolluk ve kutlamanın mevsimi olan yazın enerjisini, hayatlarımızdaki neşe ve coşkuyu artırmak için kullanabileceğimizi vurguluyor. Bu bölüm için seçilen sözler de bu amaca uygun olarak okurların yaşamın güzelliklerini takdir etmelerine ve her anın tadını çıkarmalarına odaklanıyor.
Sonbahar ise vazgeçmenin ve sımsıkı tutunduğumuz bazı şeyleri bırakmanın önemine odaklanıyor. Finley, bu mevsimin, hayatımızdaki gereksiz şeyleri temizleme ve bizi bekleyen kış için hazırlık yapma zamanı olduğunu belirtiyor ve vazgeçmenin gerekliliğini gündelik bilgeliklerle vurguluyor. Hem derin bir felsefe içeren hem de pratik uygulamalarla dolu bir anlatım tarzı seçen Finley, hayatını değiştirmeye kararlı okurların elinden tutarak onlara çıktıkları bu yolculuğun her adımında yol gösteriyor.
Destek Yayınları’nın Guy Finley külliyatına yeni eklenen “Vazgeçmenin Işığında 365 Gün” sadece bir meditasyon rehberi değil, aynı zamanda yaşamın zorluklarıyla başa çıkmanın ve kişisel gelişimin sürekli bir süreç olduğunu hatırlatan bir dost. İster bir avazda okunacak ister yıl boyu çantada gezdirilip ihtiyaç duydukça başvurulacak bir rehber.
Irmak Ada
0 Comments