2017’den beri Devlet Çoksesli Korosu’nun şefliğini üstlenen Burak Onur Erdem ile sözcülüğünü yaptığı ve 25-30 Nisan tarihleri arasında İstanbul’da düzenlenecek olan Dünya Koro Müziği Sempozyumu üzerine bir sohbet gerçekleştirdik…
Burak Onur Bey, sizi biraz tanıyabilir miyiz, Burak Onur Erdem kimdir? 2017’den beri Devlet Çoksesli Korosu’nun şefliğini üstleniyorsunuz. Göreviniz neleri içeriyor?
Devlet Çoksesli Korosu, 1988 yılından günümüze uzanan süreçte Türkiye’nin en önde gelen topluluklarından biri. Periyodik sezonumuzu Ankara’da CSO Tarihi Salon merkezinde gerçekleştiriyoruz. Yıl içerisinde 40’ı aşkın konserde her dönemden a capella konserler veriyor, aynı zamanda Türkiye’nin tüm devlet senfoni orkestraları ile farklı şehirlerde sahnede oluyoruz. Bir yandan masterclass ve eğitim projelerimizi sürdürüyor ve yeni kuşak Türk bestecilerin eserlerinin ilk seslendirilişlerini yapıyoruz. 2019 yılından beri de Avrupa Profesyonel Korolar Birliği’nin Türkiye temsilcisiyiz. İşte bu muhteşem topluluğun tüm sanatsal ve stratejik faaliyetlerini gece gündüz çalışan ekiplerimizle birlikte gerçekleştiriyoruz.
‘Değişen Ufuklar’ temasının amacı
Sözcülüğünü üstlendiğiniz; 5 kıtayı temsil eden 28 farklı ülkeden 50’den fazla konuşmacı ve 1000’den fazla sanatçıyı 25 – 30 Nisan tarihlerinde İstanbul’da bir araya getirecek olan Dünya Koro Sempozyumu’nun teması ‘Değişen Ufuklar’. Bu temanın gayesini bizlere aktarabilir misiniz?
1987 yılından beri Dünya Koro Müziği Sempozyumu, dünyanın farklı kültür başkentlerinde gerçekleşiyor. Biz de Cumhuriyetimizin 100. yılında bu prestijli buluşmayı İstanbul’a aldık. 25-30 Nisan tarihleri arasında dünyanın sesleri ile Kültür ve Turizm Bakanlığı ev sahipliğinde İstanbul AKM’de buluşacağız.
Dünya Koro Sempozyumu’nun teması olan “Değişen Ufuklar”ın amacı, dünya genelinde koro müziği ve birlikte şarkı söylemenin geleceği ile ilgili değişen trendleri ve yaklaşımları keşfetmek gibi düşünebiliriz. Koro müziğine yaklaşım tüm dünyada değişiyor. Belirli bir döneme ve stile ait koro müziği algısının değişimini bu tema çerçevesinde inceleyerek farklı kültürlerin kendini koro müziğiyle ifade ediş biçimlerini keşfedeceğiz. 28 farklı ülkeden gelen konuşmacı ve 2.500’den fazla koro sanatçısı, kendi kültürlerindeki müzikal farklılıkları ve benzerlikleri paylaşacak ve koro müziğinin dünya çapındaki gelişimine katkıda bulunacaklar. Bu sempozyum, koro müziği alanındaki yeniliklerin ve değişen ufukların keşfedilmesine, koro müziği kültürünün farklı ülkeler arasında paylaşılmasına yardımcı olacak.
Sempozyum için sipariş verilen 6 yeni koro eseri
Müzikseverleri sempozyum boyunca neler bekliyor?
Sempozyumun programı çok geniş kapsamlı. Her kıtadan konuşmacılar ve uzmanların yer aldığı bu etkinliğin katılımcıları, Afrika’dan Asya’ya, Latin Amerika’dan Okyanusya’ya kadar farklı coğrafyaların müzikleriyle tanışma fırsatı bulacak. Programda çocuk korosu oyunlarından Amerikan pop-caz tarihine, konser tasarım yöntemlerinden koroların toplumsal alandaki önemine kadar birçok alanda sunum ve atölyeler yer alıyor. Koro besteciliği ve koro şefliği üzerine dünyaca ünlü uzmanlarla gerçekleşecek ustalık sınıfları da programın öne çıkan noktalarından.
Bunun yanı sıra, dünya çapında ünlü koroların konserleri de sempozyum kapsamında gerçekleştirilecek. Sempozyum için sipariş verilen tüm dünyadan 6 yeni koro eserinin prömiyerleri akşam konserlerinde yapılacak. Bu kapsamda ülkemizin önemli bestecilerinden Özkan Manav’ın da yeni bir eserinin prömiyeri gerçekleşecek.
Uluslararası içeriklerin yanında sempozyumun “Türkçe” bölümünü de es geçmemek gerekir. Türkiye’de bu projenin yürütücülüğünü yapan Koro Kültürü Derneği olarak sempozyuma bir Türkçe program ekledik. Türkiye’de koro müziği alanında çalışmalar yapan değerli hocalarımız, meslektaşlarımız ve arkadaşlarımız bu programa başvurdular ve sempozyumu İstanbul özelinde Türkçe bir programla da zenginleştirdik. 2023 Dünya Koro Müziği Sempozyumu, uluslararası korolar ve programlar kadar tüm Türkiye’den katılan akademisyenler ve bu toprakların korolarının katılımıyla da dikkat çekecek.
Tüm bu etkinlikler haricinde, koro müziğinin içerisindeki birliktelik ve dayanışma duygusunu ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğu bu dönemde vurgulamak istedik. 6 Şubat sabahı başka bir Türkiye’ye uyandık ve yaşadığımız afet hepimizi derinden etkiledi. Şu anda binlerce çocuk, memleketlerinden başka şehirlerde okullarda eğitim hayatlarına devam ediyor. Travmalı çocuklarla çalışmak, farklı altyapılardan gelen çocuk ve gençleri koroda birleştirmek, müziğin sosyal açıdan birleştirici etkileri üzerine gerek uluslararası, gerek Türkiye’den uzmanlarla bir “iyileşme programı” kurguladık. Koro müziğinin birbirimizi dinlemek, anlamak ve paylaşmak için ne kadar önemli olduğu noktasında, Kültür ve Turizm Bakanlığımızın desteğiyle gerçekleşecek bu akademik içeriklere “Dayanışma Oturumları” adını verdik. Uzman psikologların yardımıyla sempozyum bünyesinde özellikle Anadolu’daki müzik öğretmenlerimiz ve koro şeflerimiz için hazırladığımız bu yeni programda hedefimiz, Anadolu’dan birçok müzik öğretmeninin Dünya Koro Müziği Sempozyumu’na katılımını sağlamak.
“Dünyaya bu toprakların müziğini duyuracağız”
Dünya Koro Sempozyumu katılımcı koroları nasıl seçti?
Dünya Koro Müziği Sempozyumu’na katılmak için her kıtadan yüzlerce alanında uzman konuşmacıdan ve korodan başvuru alındı. Bu başvurular arasından sempozyumun düzenleyicisi olan Uluslararası Koro Müziği Federasyonu (IFCM) tarafından seçilen konuşmacılar ve korolar, İstanbul’a davet edildiler. Bir yandan Türkiye’den de başvuruyla kabul edilen 35 koro ile etkinlik programımızı zenginleştirdik. Böylece, 2023 Dünya Koro Müziği Sempozyumu uluslararası korolar ve programların yanı sıra Türkiye’den de katılımcıları da ağırlayacak ve dünyaya bu toprakların müziğini duyuracağız.
Başta İstanbul Atatürk Kültür Merkezi olmak üzere Beyoğlu’nun tarihi güzellikleri ile dolu mekanlarında gerçekleşecek konserler, sergiler, atölyeler ve etkinlikler, koro müziğinin pek çok farklı stil ve geleneğini içeren bir programla müzikseverler ve sektör profesyonelleri ile buluşacak. Böylesine büyük ve önemli bir etkinliği konumlarken, mekan tercihlerinizdeki kriterler neler oldu?
Mekan seçimlerimizde birçok kriteri göz önünde bulundurduk. Ben bir Alman Lisesi mezunu olarak Beyoğlu’nda büyüdüm. Bu sokakların ne kadar çok kültüre ev sahipliği yaptığını çok iyi biliyorum. Uluslararası konuklarımızı ağırlayacağımız mekanlarımız, Beyoğlu’nun hem tarihi binaları hem de kültür sanat merkezleri olacak. 11 mekanda gerçekleştireceğimiz 44 konser, sanatseverlerin farklı mekanları keşfetmelerine ve İstanbul’un tarihi dokusunu deneyimlemelerine olanak tanıyacak. Ayrıca, Beyoğlu’nun kültürel dokusuna uygun mekanlar seçerek, sempozyumun atmosferine de katkıda bulunmayı hedefledik. Müzikseverleri unutulmaz bir deneyim için İstanbul AKM ekseninde Beyoğlu’nda buluşmaya davet ediyoruz.
Röportaj: Pelin Ateş
0 Comments