Sinemanın doğduğu yıllarda ses ve müzik “sinema”ya dâhil değildi. Filmlerin gösterildiği salonlardaki makine gürültüsünü saymazsak elbette! Seyirciler büyülenmiş halde filmi izlerken bu gürültünün farkına bile varmıyorlardı muhtemelen. İşte durum buyken, müzik giriverdi sinemaya. Evet müzik insan sesinden önce girmiştir sinemaya. Filmler gösterilirken perdenin önünde bir orkestra duruyordu ve sahnenin duygusuna göre müzik parçalarını doğaçlama çalarak seyircinin algısını da yönlendiriyordu. Belli sahneler için seçilen müziklerle izleyiciler; gülmesi, duygulanması ya da korkması gereken yeri anlıyordu. Genellikle, küçük kasabalarda veya birbirine komşu sinema salonlarında bu amaçla bir piyanist bulunurdu. Büyük şehirlerdeki sinema salonlarıysa bir orgcuyu veya bütün bir orkestrayı bünyesinde barındırabiliyordu.
1926 yılında Vitaphone firması film müziğini bir plağa kaydedip filmle senkronize ederek büyük bir ticari başarı yakaladı. Hem müzikli hem sözlü ilk film, 1927 tarihli Alan Crosland’ın yönettiği, Al Janson’un oynadığı “Caz Şarkıcısı (The Jazz Singer)” filmidir. Muhsin Ertuğrul’un yönettiği 1931 yapımı “İstanbul Sokakları’nda” adlı film ise ilk sesli Türk filmidir. Artık seyircinin sahnelere vereceği tepkileri canlı orkestralar değil de filmin içinde kullanılan müzikler belirliyordu.
Sinemanın ilk yıllarından itibaren sadece arka planı doldurma olarak görülen müzik, günümüzde iyi bir filmi meydana getiren en önemli ve vazgeçilmez unsurlardan biri haline gelmiştir.
Müzikaller
Müziğin sinemaya girmesiyle yeni bir film türü de doğmuş oluyordu: Müzikal filmler. Aslında müzikaller sahne için yazılmış halleriyle daha önceden de vardı. Sesin sinemaya girmesiyle büyülü perdeye transfer oldu demek yanlış olmaz.
Şarkıcı – Türkücü filmleri
Film için bestelenen müziklerin yanı sıra müzik için çekilen filmler de olmuştur. Dünyada da çok fazla örneği olmakla birlikte ülkemizde arabeskçiler ve türkücüler için çekilen filmler buna en büyük örnektir. Özellikle 1970’lerin ikinci yarısından başlayarak 80’li yıllar boyunca albümü (daha doğrusu plağı/kaseti) çok satan neredeyse her şarkıcıya, türkücüye albümünün ya da şarkısının adıyla film çekilmiştir.
Filmin önüne geçen müzikler!
Birçok film müziğinin filmin önüne geçtiği durumlar da artık alışılmış bir durum oldu sinemada. Örneğin, Aşk Hikayesi (Love Story, 1970) filminin müziği filmden daha çok ünlüdür. Dengeyi sağlayanlar da var elbette: Emir Kusturica ve Goran Bregovic. İkili birçok filmde birlikte çalıştı.
Bregovic büyük bir müzik adamı… Onu dünyaca ünlü yapan da Emir Kusturica filmlerine yaptığı müzikler. Tabi bu ortaklıktan sadece Bregovic değil, Kusturica da kârlı çıktı! Yönetmenin filmlerinde kullandığı müzikler zaten kötü olmayan sinema dilinin bir parçası olmuş ve dünyaca ünlü filmler olmasında etkili olmuştur.
ÖZLEM KILIÇ
Kaynak
Suat Özönder, Sinema ve Müzik, Patika, Sayı: 66, sf. 53-54
Burak Buyan, Müzik ve Sinemanın Kısa Tarihi, Film Arası, Sayı: 42, sf. 7
*Bu yazı daha önce Sine K Dergi’nin Mart-Nisan 2017 tarihli 3. sayısında yayımlanmıştır.
0 Comments