Set Kuralları

Kural 1: Koşmak kesinlikle yasak.

Kural 2: Şov kamera önünde yapılır, arkasında değil. Şov yapan, yapmasını destekleyen, yaptığının farkında olmayan ilk uyarıdan sonra samimiyeti sorgulanarak setten uzaklaştırılır.

Kural 3: Senaryo ve çekim planı tüm ekibe eksiksiz dağıtılacak. Set ekibinden şaryo asistanına kadar herkes senaryoyu okuyacak. Kimse çevrilen prodüksiyona sadece para kazanmak için bir meslek olarak bakıp filme yabancılaşmayacak. Gerek gördüğü takdirde her ekip şefi ekibini mülakata tabi tutacak.

Kural 4: Ekip içinde, ekipler arası, sokaktan geçen vatandaşa dâhil hiç kimseye yalan söylenmeyecek.

Kural 5: “Set saatleri 4857 İş Kanunu uyarınca uygun biçimde düzenlenecek” demek isterdim fakat bu maalesef bu sektör için bir ütopya. Yine de çalışma saatlerini insani koşullarda tutmak için çekim takvimi set başlamadan önce ince ince hesaplanarak düzenlenecek. En uzun gün 6 saat uyku, 2 saat yol, 2 saat ihtiyaçlar şekline hesaplanıp maksimum 14 saat olacak.

Kural 6: Hiç bir set çalışanı kendisine mal muamelesi yapıp kendisini satmaya çalışmayacak. Her çalışan mal değil hizmet sunduğunu bilecek ve kendi görev alanı dâhilinde tüm bilgi ve tecrübesini sunacak. Yapılan işi bir sonraki işin yolu olarak görmeyecek. Sınırlarını ve performansını bilip bir diğer işe uygunluğunu kendi değerlendirecek.

Kural 7: Set boyunca ‘tık’ kelimesi literatürden çıktı. Bundan sonra ‘pare’ diyeceksiniz.

Kural 8: İki kişi dar bir alandan geçerken, misal kapıda karşılaşıyorsa geçiş üstünlüğü hiyerarşiye bakılmaksızın malzeme taşıyanda olacak. Eğer iki kişi aynı anda malzeme taşırken karşılaşmışsa elindeki parçanın ağırlığı, değeri, hassasiyeti, büyüklüğü ve nezaket kimin geçeceğine karar verecek.

Kural 9: Oyuncu karavanı yasak. İllaki bir karavan olacaksa kostüm karavanı olacak.

Kural 10: “Ne çekiyorsunuz?” sorusunu kim sorarsa sorsun, hangi durumda olursanız olun cevap verilecek. Eğer kişi müsaitse filmin sinopsisinden bir kuple anlatacak. Mekânını işgal ettiğimiz vatandaşların ne çekiyorsunuz sorusu “dizi”, “film” gibi basit cevaplarla geçiştirilmeyecek.

*Bu yazı daha önce GodFather Dergi’nin Temmuz-Ağustos 2016 tarihli 3. sayısında aynı isimle yayımlanmıştır.

MURAT KAHRAMAN