Çizgi dünyasında hatırı sayılı bir yeri olan yazar ve illüstratör Myeong Minho’nun yazıp çizdiği “Parıldayan Şeyleri Toplayıp Sana Vereceğim”, akıp giden hayatın curcunasında kaçırdığımız küçük ve mutlu anları şiirsel hikâyelerle anlatıp illüstre eden Minho, yaşamlarımızın en parlak anlarına ince dokunuşlarla parlaklık getirmeyi amaçlıyor.

Myeong Minho, çizgi dünyasının tanınan ve sevilen yazar, çizerlerinden biri. Naver Grafolio ve Instagram hesabından ufak, narin ama önemli anlarını, “Senin İçin Gökkuşağı” adı altında bir seri halinde yayımladığı çizimleriyle 580.000’in üzerinde okura ulaşan Minho, bu küçük çizimleriyle insanların hayatlarına sevgiyle dokunmayı hedefleyerek yola çıkmış. Yılgın ve yorgun ruhlara, yalnız kalplere tercüman olan illüstratör, Samsung Electronics başta olmak üzere pek çok reklam, dizi ve albüm çalışmasına imza atmış.

2020 yılında başlayıp 2022 yılına kadar devam eden tvN “You Quiz On The Block” programının kapanış illüstrasyonlarını yapan Myeong Minho, 2019 yılında da Seul Belediyesi’nin tanıtım elçiliğini yapmış. “Benim Bütün Evrenim Sendin”, “Her Şeyi Bilen Karşılıksız Aşk Noktası” kitaplarını yazan ve çizen Minho, şimdi de Athica Books’tan Açelya Yavuz’un çevirisiyle yayımlanan “Parıldayan Şeyleri Toplayıp Sana Vereceğim” adlı kitabıyla, Türkiyeli okurların karşısında. Akıp giden hayatın curcunasında kaçırdığımız küçük ve mutlu anları şiirsel hikâyelerle anlatıp illüstre eden Minho, yaşamlarımızın en parlak anlarına ince dokunuşlarla parlaklık getirmeyi amaçlıyor.

Kitabını ilkbahardan başlayıp kış mevsimiyle dörde bölen Minho, çoğu zaman aşk ve sevgi dolu çiftlerin mutlu mu mutlu hayatlarına dokunsa da sevgiyi sadece kişisel anlamda değil, genel tanımıyla da ele alarak kitabına birçok öykü sığdırıyor. Kimi zaman, “Sanki Dünya durmuşçasına sessiz bir şafak vakti soluk mavi ışık bizi aydınlatırken/Her şeyin kaybolacakmış gibi göründüğü, yabancı gelen şu havada/Çevremi sarıp sarmalayan rahatlığı hissediyorum ılık sıcaklığının bana değişi sayesinde” diyerek lacivert bir geceyi aşka boyayan bir çiftin duygularını anlatıyor. Bazen, “Sabahları hep beni öptüğünü düşününce aniden yok olduğun hayalini canlandırıyorum bazı zamanlar. Sen hayatımın her şeyiyken, biz hep birlikteyken, bu dünyada ‘biz’ olarak değil ‘ben’ olarak yalnız var olduğumu düşününce çok korkuyorum,” serzenişiyle en ufak bir ayrılığın, birbirine sıkıca kenetlenmiş hassas ruhlara nasıl dokunduğunu söze döküyor.

“Senin İzlerin” başlığıyla girdiği lafa, “Sen gittikten sonra, gittiğin yerden izlerin kaybolacak diye tekrar tekrar kaydedip, geriye senden şeyler bırakıyorum. Ama her ne kadar senin gibi yapmaya çalışsam da seninkilerin lezzetini ve kokusunu yakalamak imkansız. Boşluğun hiçbir şeyle doldurulamaz. Bugün de ben seni çok özlüyorum,” diye bu dünyadan çoktan göçmüş ama ne yılların ne de ölümün soğukluğunun kaybettirmediği hisleri açığa vuruyor.

“Parıldayan Şeyleri Toplayıp Sana Vereceğim”de, Myeong Minho “an”da kalmaya gayret ediyor. Büyük bir aşkla birbirinin gözünün içine bakmaktan kendini alamayan çiçeği burnunda çiftlerin de, bastonları yerine omuzlarıyla birbirlerine destek çıkan takvimlerin kesmediği tonton amcaların ve teyzelerin de, çocukların şen şakrak kahkahalarıyla dolup taşan sabahlarda da hep “an”ı yakalıyor Minho. Ve dediğini yaparak, “parıldayan şeyleri toplayıp” bize veriyor…

Çağatay Yasin Demirel