Bir zamanlar ateş başında anlatılan masallar, şimdi sayfalarda yeniden hayat buluyor. Olcay Bağır’ın kaleme aldığı Çukurova Masalları, Türkiye’nin kültürel belleğinde özel bir yere sahip olan Çukurova’nın sözlü anlatı geleneğini edebi bir formda günümüze taşıyor.
Kara Karga Yayınları’nın “Dünya Masalları Serisi” kapsamında yayımlanan eser, hem geçmişin sesini bugüne ulaştırıyor hem de çocuk ve yetişkin okurları büyülü bir dünyaya davet ediyor. Şahmaran’dan Yedi Uyurlar’a, Anavarza Kalesi’nden Kızkalesi’ne uzanan bu masal evreninde devler, cadılar, altın pullu balıklar ve Zümrüdüanka kuşları yeniden kanat çırpıyor.

Bağır’ın dili, bu kadim hikâyelere yalnızca yeni bir biçim değil, yeni bir ruh da kazandırıyor. Çukurova Masalları, bir yandan kaybolmaya yüz tutmuş anlatıları kurtarırken, diğer yandan okuru binlerce yıllık medeniyetlerin izini süren bir düş yolculuğuna çıkarıyor.
Bir kediyle köpeğin farelerle işbirliği yaptığı, kel bir çiftçinin şapkasını rüzgârın söğüt dallarına savurduğu, devlerin kazanıyla cadıların havada süzüldüğü bu masal diyarında her şey mümkün. Çünkü Çukurova Masalları, yalnızca geçmişin değil, hayal gücünün de mirasını taşıyor.
0 Comments